30 Aralık 2013 Pazartesi

Karıştırın beyler !...

Karıştırın beyler, çünkü:
Cehalet ihtilal yaptı!..
Kelimeler kayıp, simgeler gitti savaşa,
Semantik bozuldu; sesler: İsyanda.
Fikirler mi?
-Çok saçma, onlar: Korsanlar!
            Yelken açtılar karanlık okyanusa.
İnsanlar?.
            -Onlar da kim?
Boyutlar yok, cem oldu artık zaman
Tersine dönen dünyada: kepçede boğuldu kazan.
Frekans değiştirdi duyular;
Kulakla konuşulanlar, ağızla duyulurlar.
Herkes beceremez bunu. Ancak;
Derin ve de modern zevat(!)

Yeşili koruyarak asmalı duvara,
Ne anlar bundan aptal tabiat.
Oh!.. ne de zormuş sonunda:
Canhıraş bulduk hikmeti..
Çünkü: Onlar bastırılmıştı!...
                  Çıktı ortaya özgür sanat.
                -“Ben diyorum ki..” buyurdu üstad,
                -“Hani ders almıştım ve de okumuştum ya!..
                   Bana göre, sana göre olmayanı”
Ve söyler:
                -“Nihayet öğrendim sonunda karmaşayı,
                   Sizde öğrenin, öğretin ve de karıştırın
                   Karıştırın, karıştırın beyler!..”

29 Ekim 2013 Salı

Eylül

Her eylül bir esinti
Ümidin üstüne.
Çeker,
Siyaha dönük bulutları.
Söker,
Kökünden genç, yaşlı başakları.

Her eylülde harman olur yaz,
Dolar,
Ambarlara dane dane.
Her eylülde hınçla eser öfkeler,
Açar,
Mahpuslar demir parmaklıkları,
Yiğitler harman olur ümitlerle beraber,
Sığar,
Nemli mahpus köşelerine.

Al yazmalı taze gelin,
Örter,
Yaşlı yanaklarını siyah perçemiyle.
Sürükler,
Peşinden kara kahküllü oğlanını,
Yalın ayak.
Gömer,
Yüreğine deryaya sığmayan acısını.
Düğümlenir boğazında sessiz hıçkırıklar,
Sıkar,
Minicik yavrunun ellerini avuçlarında
Sıkar;
Dünyayı, ezilmişliği,
Güçsüzlüğün dayanılmaz acısını,
Minicik yavrunun yumruğunda.