14 Mayıs 2014 Çarşamba

Ah canım...

Ne günler yaşadık,
Üçüncü dünyalılığın zaman çizgisinde.
Ah canım, canım taşa çalındı
Ama ölmedik…
Bir bozkır rüzgarı savurdu her seferinde…
Üzüm pekmezi, süzme ayran; katık

Ah canım,
Güneş çalmış elma yanaklarını,
Yüzün kel, dudakların yarık.
Bilgiyi seyrettim zaman zaman,
Bir teyyare sesi gibi gökyüzünde
Göklerde değil rüyalarımda aradım istikbali.

Ah canım,
Tütün bastım kanayan yarama
Bir mendil bohça sevdalarım.
Biri tercüme etsin çocukluk konuşmalarımı,
Oysa üç kıtanın mitlerini dinledim…

Ah canım,
Büyümeyi öğütledi anne babam hep
Büyük düşünmeyi sonradan öğrendim.
Bazen doğru bazen yanlış,
Zikzak çizen hayatta, O bendim.
Ah canım.. canım taşa çalındı
Ama ölmedik.

28 Şubat 2014 Cuma

Kara gün...

Bu gün gülmek geldi içimden,
Bir tel daha ağarırken saçımdan..
Acıdım gülmeme, gülüşüme
Gerildi yüzüm, kızardı utancından.
İhanet mi ettim kara güne?
Vah dostum kara gün vah!
Sen de zamana yenildin eyvah!

Öğrenmeliyim yeni halimi,
Ya da direnmeliyim.
Güneşin kavurduğu kara günün lehine
Belki kara çadır çekmeliyim gökyüzüne,
Vefaları uçurmasın yukarı rüzgâr.

Çocuğum uzatma elini aldanarak sakın!
Alışmak daha kolay kara güne.
Zor olan hayallerin; onlar yıkılmasın,
Gözü kara bak dünyaya bir âmâ gibi
Kara gör ama zeval verme düşüne
Kara gün, kara gün dostumuz bizim
Hoş geldi safa geldi gülmek bir an.
Kaderimiz kara, yüreğimiz yanık bizim.