Hani nerede zamanı aşmak ve biz?
Sanki yıllarca cehalete aç kalmışız.
Bazen devrildik, bazen devirdik,
Ama her zaman devrimci bir ruhla evrildik.
Zincirleri oksitlenmiş beyinlerin;
Tetanos olmuş düşünceleri.
Bir bir savur o çakıl taşlarını ve cehaleti söndür
Ârife gül atarlar: safi züldür,
Peki, cahile ne atarsan “gül”dür?
Nasıl yaşarsın bilmem ama hadi çağıralım Ebabilleri…
Ey mâhi bir şair sevdası bizimkisi,
Yanar için için Zerdüşt’ün sönmeyen ateşi gibi
Hani özlemek var ya ölümü, yaşarken;
Ruhun dinginleştiği an…
Beden sadece taşır onu, yaşayan ise; zaman.
Doğarken muvahhid Müslüman’dı hacı
Heyhaat! şimdi seküler bir Protestan…