30 Temmuz 2018 Pazartesi

Cennet düşlüyorum !...


Cennet düşlüyorum bir savaşın ortasında.
Kılıcım kırık, zevklerim ceset ceset yığılmış kenarımda.

Bir meydan muharebesi, kana kan dişe diş,
Kızıl kan toprak..  kurumuş arzular duvarda niş niş.

Kırılsın kaderin kristal levhaları, gençliğim aynalarda kalsın,
Hiç beklemeden biri beni ötelerden sûr gibi çağırsın.

Silkinerek kalkayım zamansız, ansız kabrimden,
Çılgına dönmüş cesetler boğmak için nefislerini ararken.

Beddua mı etmeliyim yoksa dua mı ritimsiz çığlıklara?
Ya da şeytanı kovalayan güruh, ağlamalı mıyım ardınızdan?

Bir cennet düşlüyorum ey Mahi! Cehennemin ortasında,
Günahlarım dökülsün suya akan kir gibi mahşer meydanında.

Sen tut terazinin hak ibresini, terekemin kantarında,
Ervah bize yol olsun dünya kalsın sultanında.

Antika bir şamdan misali saltanat, arz-ı endam ede dursun,
Biz gidelim el gibi, bey yaman… bırak canım hükmünü sürsün.


5 Temmuz 2018 Perşembe

Deniz ve Yakamoz


Ağlar denizin kızı suya ve yakamozlara
Ay, hafif meşrep bir dilber gibi göz kırpar aymazlığa
Fırtınadan gamsız gönül; gelin duvağı gibi bulutlar
Ahenksiz çığlıklarla resmolur deniz, yakamoz ve martılar

Ağlar denizin kızı toprağın vefasızlığına
Endazesi bozuk arzın, herc-ü merc mekan
Hatırşinas bir sevgili gibisin ey dünya!
Vuslatın bir serap, hasretin bir tamam hüsran..

Ağlar denizin kızı sudan bir mezar başında
Ne yazılmış yazı, ne silinmiş bir yazgı var taşında
Bir deli ağıtı söylenir maziden atiye yanık yanık
Meskenin virane, sancağın yarıya inmiş yastasın ey hayat!
Selam söyle; mahkûm bir mahkemede sanık bir hâkime,
Ağla sen deniz kızı, yakamozlara karışsın göz yaşların nafile..