Ne ahirsin ne de evvel,
Ne mânâda vücutsun ne de sâdır bir amel,
Estin zihinden öylesine â’mâk-ı hayal gibi...
Ey gönül! zamanın dışında zâhir bir dehrîsin!
Bir hazan olup geçtin, sadece kaldı duvarda resmin.
Ne ahirsin ne de evvel,
Ne mânâda vücutsun ne de sâdır bir amel,
Estin zihinden öylesine â’mâk-ı hayal gibi...
Ey gönül! zamanın dışında zâhir bir dehrîsin!
Bir hazan olup geçtin, sadece kaldı duvarda resmin.
Eğer bir hakikat varsa bildiğim o da
kesbîdir.
Ne gaybubet aleminde Musa Kâzım,
Ne Cibril kanadında bir sırrım.
Dürülmüş defterim, öyle ya!.. Ezelde kırılmış kalemim
Zamandan örülü kafeste tutsak bir evren gibiyim,
Zindan zindan yaşarken duvarlar arasında,
Hiç olmadık bu hayatı…
Adem açmış kapılarını, bir "Hiçlik" mesabesindeyim.
Tebdili mekanda varsa keramet, öyle ya!.. Bırak savrulsun nefsim.
Ey hayat! istemem rıfkını, bil! etmem sana nedamet!
Bu gün günlerden cuma, yol uzak olsa da
vuslat yakın,
Ne de olsa; ha koptu ha kopacak kıyamet.
Hafif dumanlı ya gönül.. olsun.
Ateş var içinde gıdım gıdım yanan.
Küçük bir esintiye hasret bağımız, isterim
saçlarına uğrayıp gelsin.
Adını söylemeye korkuyorum düşmesin diye
yere, bilesin.
Hani bir gün öleceğiz nasıl olsa
demiştim ya !… olsun
Bir kadın yürüyüşü gibi geçti kimi
ömürler bu hayatta.
İnsan olmayı özlemiş nefsimiz şeytana
gülmesin diye.
Bir sûfî saflığıydı belki de bizim
muhabbetimiz?
Ne ulvî bir gaye, ne âdi bir nedametti sanki
kaygımız.
Hani bir gün hâk demiştim ya.. olsun
Bu gün de türküler yanık söyleniyor yine.
Can sıkılmaya görsün dildarın arkasından
Hasret düğümleri bağlamıştır belki
yollarını sevdanın
Bir çırpıda koştuk canhıraş, bitti zaman
Anladım ki bekâ bir ümitmiş âtiyi
zamansız kılan.
Ey Mahi! Denize benzer su gibi berrak,
mavi gözlerin
Gel beni anlat bir fırtına gibi..
fısılda kulağıma,
Söyle! Hangi rüzgarla dolar ki tozlu
yelkenlerim?
Hepten bulutlara bağlandı ümitlerim, bir
damlaya hasret yüreğim.
Söyle! Ağlasam mı yağmur çiseler gibi
Arnavut kaldırımlara?
Örtsün diye ritimsiz kaba gürültülerini
kaderin.
Yoksa hedonistçe bir sevgi miydi dünyaya
bakışım?
veya bir dai gibi aşkla uğruna yanışım?
Mahpusum ezelden ebede bir menzil içinde
Âlem senin! âdemse benim bu bedende.
Hâkim sensin! Hüküm senin! Adaletse
elinde
Ver ruhsatımı uçayım faniden bir kuş
gibi fenaya
Bir adem taşıyayım âdemce, zamandan âri
bekâya