18 Haziran 2016 Cumartesi

Kahır

Küçük bir yelkenliydim..
Bir denizin ortasında
Fırtınaların depreşmesine uyandım..

Bir ateş yağmuru yağdı,
İnce ince yüreğime..
Sodom ve Gomore’nin çamuruna bulandım.

Uzaktan ışığını gördüm bir fener gibi
Sığındım sahiline..  körpe, kanadı kırık,
Küçük bir yelkenliydim…

Gözü yaşlı aşklara muhatap,
                        bülbülün muhabbeti oldu
                        kafesinde tükenmişlik.

Düşünceler savruk, kırk yamalı bohça.
Cadı kazanında kaynaya dursun azgın dünya.
…..yağız delikanlılar askere gitmiş bizim orda.

Ocağında baykuş ötmüş adaletin,
İhtiyârı elinden alınmış merhametin,
Demlene dursun Vampirle çilingir sofrasında.
                        Benim dağlarımın kar çiçekleri yok..
                        Menekşeler kefen rengi, mor değil.

Huri hoşluğunda esen rüzgar
Ay yüzlü… gül.. gül çehreli yâr;
                        gül kurumuş, bülbül ise lâl.
Bir bağlamanın tınısı kadar hoşsun heyhat!
Fani dünya sen yaşa.. benim için dem âhir,
Hayat bir tırpanın ağzında;
                        hasat zamanı artık, ölüm ise zâhir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder